31 Mayıs 2011

Bir şey yap Met!

Bir şey yap Met! Artık korku filmlerini bir Sana/Becel yumuşaklığında izleyemiyorum. Biraz da bugünlerde bir elimde 10 yerine 5 parmak olmasının melankolisiyle, gözlerimi nasıl bir karanlığa hapsedeceğimi şaşırıyorum. Ama tüm dehşet, hedonist bir şeytanın zihnimde ibadete girişmesiyle kulaklarımdan vicdanıma doluyor. Kelimeler süslü falan değil, benim içim zehirli bir sessizlikte sadece.
Bir şey Met!
Seni bu sayfayı doldurmak için çağırmıyorum. Ziyan edilmiş bir ormanın nefesini, bir de zihnimden kusulan bir hezeyanla kirletmek değil niyetim. Kirleniyorum Met. Tanrı kendini öldürdü. Ve onsuz bir dünyada, insanoğlunun birbirlerinin etini yiyişlerini seyrediyor gibiyim. Dişlerini geçirmenin hazzını yaşamak için başarıyorlar, ezilenin sadece onur, emek, vicdan olduğu günleri özlüyorum. Edebimizi muhafaza edelim dediğimiz günler; kırbaçlarla birbirimizin namusunu gütme uğruna, yüz yüze tükürme seramonisine dönüştü.
Bir şey! yap Met! Gözümden irin akıyor sanki. Serenadlar duyuyorum penceremin pervazından, çığlık çığlığa bir orgazm telaşesine dönüştü aşk. Acısını çıkartıyoruz üstümüzdeki her sövgü lekesinin; kaktüsten bir eldiven giyip, karşımızdakini okşayarak. Ellerimiz temiz kalıyor. İnsanlık izi bırakmıyoruz yakalanmamak için.
Yoksa..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder