tag:blogger.com,1999:blog-91211845626864383242024-03-05T01:16:41.253-08:00Las Ramblas DA Bir piÇnefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.comBlogger50125tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-16124140687849648172013-08-15T17:28:00.003-07:002013-08-15T17:28:48.458-07:00Neredeyse nereye yazacağımı bile bulamıyordum. Yazmayalı insanların hala latin alfabesiyle bir sergüzeştte olmalarına şaştım, ben yokken de sayfalar akıyormuş , hayret (!). Sergüzeşt kelimesi nereden çıktı demeyelim, onun geldiği nostaljik zamanlardan hatıralarımı tanzim ediyorum bugünlerde. (Kaldı ki okurken de pek severdim.) Sen oraya, bu şuraya, hmmm.. e bu da buraya, oldu tamam!<br />
Ciddi kararların arifesindeyken yazı yazamıyorum.. Ne kadar uzun zamandır, ne kararlar geçmiş üzerimden düşünün yani.. Nietzsche efendi ne diyordu, kaos - doğurmak - yıldızlar.. , siz birleştirin gerisini.<br />
Bu arada çok okudum, çok izledim, çok gözlemledim. 'Bana' günler kattım.. Şarkılar biriktirdim, dinlerken susuyorum, öyle.. Tam da yeni dostlarla tadını çıkarmalık, pazar sabahısı olur, aksamların efkarı olur..<br />
Tabii bir de bütün yaratıcılığımı 'o' insanla didişmelerimizde kullanmaktan, yazmaya sıra gelmedi.<br />
<br />
*<br />
<br />
Bu sıralar gerekli gereksiz çok şeyi özlüyorum. Saymayayım şimdi, liste uzun.. Yaşlılık dedikleri şey, biraz önceki özlemli cümleleri yazıp da duraksadığımız bir 'an' var ya, o birkaç saniye işte.. Hemen bu cümleleri yazarken, altta ne çalıyor sahneye yansıtalım.. Yansıtalım ama filmin adını unuttum desem..<br />
Funda Arar'ı çok seven bir dostla gitmiştik, okuyorsa selam olsun..<br />
2. Dünya Savaşı Almanya'sında geçiyordu sanırım film, büyük yönetmenlerden birinin filmiydi, şöyle bir sahne vardı.. Subaylar ve devlet liderlerinin geldiği bir tiyatro ya da sinema salonunda bir anda ekrana alevler yansıyordu.. Ve onun üzerine de kahkaha adan bir adam yüzü yansıtıyorlardı, dahice ve zevkli bir sahneydi. Hatırlayan olursa yazsın lütfen..<br />
<br />
*<br />
<br />
Görüşürüz..nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-40920653385516902432012-08-05T05:54:00.000-07:002013-08-15T17:31:32.029-07:00SövmeceSöylediğin şarkı kulağımda dans ediyor benimle. Sırf susturabilmek için zihnimi 1 dakikadan fazla; şarkılara boğuyorum kendimi.<br />
Arşivlerdeki fotoğrafları unutmuş olsaydım bakabilirdim oysaki, tırnağımın ucundaki vitamin eksikliğine gözüm takılacağına. Gözlerim dolunca, kulak zarlarımdan şüphelenmeyi gammazlamazdı bilinçaltım. Freud ölmüştü ve bunu en iyi senin kolunda uyuduğum gece anlar sanmıştım rüyalarım.<br />
Alerjim patlıyor elimin serçe parmağıma uzanan kenarında. Kırmızı bir tenya artığı şekli var, annem bana hamileyken ne yemiş acaba diye geçiyor aklımdan. Oysa tüm çabam konudan uzaklaşmak için, ilgilenmiyorum nasıl oksijenle sustuğumla, oksijensiz bir susuşun gamındayım bu an. Karbondioksidinle boğulmayışım boğazlıyor beni; Ve Oxford'dan bilim adamları onaylıyo bunu. Diyor, insan korteksinde parmak uçlarının dokunmuşluğu kalır; sesten, serden, nefesten çok. Adı, diyor; Freud çıkıp cevabı duymayışıma kahkahayı basıyor. 'Annen..' diyorum sevgili Freud, yüzü değişiyor.<br />
Bilincimin altı üstü, oturduğum yeri yerçekimden salıyor. Freud'un annesinden vazgeçip, Jüpiter'e küfrediyorum. <u><b>Krater, yer, yüz; dümdüz.. ..gidiyorum. Gidiyorum..</b></u><br />
Gidiyorum, sen iki nokta arasındaki mesafede yoksun. Denklemlerim karışıyor, bir adam bağır çağır analığıma küfrediyor. Doğmamış çocuklarımın yüzleri, ölü bir cenin, rengi yeşil.<br />
Sen, ben, yeşil ceninlerimiz.<br />
Uyanasım tutuyor, ordan Freud gülüyor.<br />
Sana bakıyorum, dokunmuşluğum var utanıyorum olmayışından.<br />
Susmak edebimden. Yoksa ortalık yerde ıslanıyorum, yer gök buğu.<br />
Sen yoksun. Kendime hatırlatıyorum.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-75313656811101326162012-08-05T05:43:00.000-07:002012-08-05T05:43:56.846-07:00Sürekli bir şey bekler gibi bir hâlim,<br />
Telefonumda sanki kaçırılmış bir çağrı<br />
Çağırmayı unutan biri var sanki hayatımda.<br />
Cümlenin fiziki resmini görünce kağıtta<br />
Parmaklarım sana dokundu.<br />
Acı'dım.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-38696171576736438962012-08-05T05:41:00.000-07:002012-08-05T05:41:04.333-07:00Merdivenlerde ıslandı yanağım.<br />
Yürüyordu 2 ayak üstünde dünyevî bir yığın.<br />
Yanağı kuru ve bacağım ıslaktı.<br />
Oysa 2 ayak üzerinde durmak, başı dik olmayı gerektiriyordu.<br />
Zaman yerçekimi değil, kem in gama vuruşu usûlü işliyordu.<br />
Gözüm bu işe, çok 'acı'yordu.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-59680973659734437862012-08-05T05:38:00.001-07:002012-08-05T05:38:24.521-07:00Geçmişten Küçük Bir Gezi Karalaması: Frankfurt, Wroclaw, Warsaw, Villnius,Frankfurt: Küçük Almanya. Sokakları, avenue suyla Tübingen (Stuttgart) benzeri bir şehir. Ufak müzeleri klasik Alman yapıları, üçgen çatıları. Fiyatlar pahalı. 'Turist' para harcamalıdır zihniyeti var. Wroclow için tren 06:30 da kalkıyor. Dün gece havaalanında sabahladık. Yerde paltoların üzerinde balık istifi 13 öğrenci. Gece soğuğunda uyandım herkes uyurken, soğuktan tekrar uyumak mümkün olmadı. Turladım, sandalyelerde, banka automatlarının önündeki paspaslarda uyuyan insanlara baktım. Europe da ilginçtir ki meyve sayı bulmak (bu tarz ara pointlerde) pek mümkün değil. Tek seçenek: kahve. Uykusuz gece 1. Sabah muhteşem(!) Rynair <i>otobüsleriyle</i> Wroclaw'dayız.<br />
<br />
Wroclaw: Tren garında ilk indiğinizde kendinizi küçücük bir istasyonda buluyorsunuz. Şehir hakkında ilk izlenimleriniz.. Fakir bir şehir; ve bütün fakir şehirler gibi en zenginleri de bünyesinde barındırıyor. Designer shoplardaki fiyatlar dudak uçuklatıcı. 4 zt= 1 Euro olmasına rağmen hem de. Yiyeceklerin fiyatları uygun; ama hayat orada yaşayanlar için zor. İstanbul'da 70 yıl öncesinden mekanlar, Çin'deki gibi küçük büfe tarzı lokantalar. Bol hormonlu gıdalar. Kızarmış yarım tavuk 8 zt. Wroclaw'dan Warsaw'a geçiyoruz. Yolculuk yaklaşık 8-9 saat sürüyor.<br />
<br />
Warsaw: Wroclaw yüzünü gördükten sonra Warsaw'ın güzelliği sizi şaşırtıyor. Polonyayı gerçekten sevdiriyor. Warsaw'ın sokaklarında daha fazla zaman geçirmek için can attım resmen. 1 gün ve Warsaw, aynı cümle içinde kullanılmamalı. Antik yüzünde, melodramik fairytale lerden çıkmışçasına evler. Farklı architectural design lar, farklı dönemlerden kalmış/ restore edilmiş farklı tarzlar. Hannah'ın arkadaşı Malvina'ya sonsuz teşekkürler. Dublingslerle (bir çeşit mantı) tanışmak da güzeldi tabii. Sokaklarında akşamı karşılamak desek, ışığın yürümenizle durmanız arasında bir noktada sizi zorladığını hissedersiniz. Warsaw'dan Villnius'a (Litvania) yolculuk Euroline'la 10 saat. Polonya'dan ayrılma zamanı. Hostelin adı: "La Camera". Güzel ve temiz. 'Barcelona Barcelona' filmi yönetmeninin resimlerinin asılı olduğu, duvarlarında Pink Panter boyamalarının olduğu bu hostel de Warsaw'a daha fazla anlam kattı.<br />
<br />
Villnius: 1 € = 15 lt, Litvanyadayız. Küçük ve sevimli bir kafedeyiz şu anda. Kötü değil, ama vaktimizin çoğu 2 gece otobüste geçtikten sonra duş almakla geçti. Bu şehre çok zaman kalmadı....<br />
<br />......<br />
<br />
Bundan sonrasını yazdığım sayfalar yolculuk sırasında kaybolmuş olmalı.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-27555725413223103842012-08-05T05:10:00.001-07:002012-08-05T05:10:55.698-07:00Bir kadın tüm acılarını avuçlarında sıkarmışçasına şarkı söylüyor. Yüzü bir parafili krizindeymiş gibi. Ağıtları, merhaba sözleriyle ağlıyor.<br />
Kalçamın üstünde soğuklu var, bu kahrolası kadın yakıyor soğuğumu, çığlığı batıyor canıma.<br />
Zihnim bunun farkındalığına bile sövüyor.<br />
.....km ötedeyken yanıma ilişiyorsun.<br />
Yüzüne bakmam. Gözümde ağıtlardan hikayelerim var.<br />
Bakınca okuyacakmışsın gibi yığılıyorlar.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-58924628881922827802012-08-05T04:45:00.001-07:002012-08-05T04:45:13.630-07:00Derime değen gün ışığının büyütemediği bir durum, umrumun hala var saymadığı yedi düğüm bir uğurum var.<br />
Kem’den, sen’den, di’li geçmiş zamandan can-hıraş sakındığım.<br />
Cevaplamadığın bin soru, gözümde bir dalgınlık,<br />
Nefesimi tuttum, hadi; elma dersem çık; alma dersem,tut.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-30448642826052897212012-08-05T04:44:00.001-07:002013-08-15T17:33:27.561-07:00Kayıp bir yoldayım.<br />
Zihnim ne öfkeli ne kırgın ne kızgın.<br />
Derin ve uzun bir sessizlik.<br />
Güneş doğuyor, batıyor; doğuyor, batıyor.<br />
Biz onunla susuyoruz.<br />
Boğazlarımızda bu suskunluğun acısı.<br />
Kıyımlar kopuyor dilinin kıyılarında.<br />
Sessiz.<br />
Dingin kelimesi, sadece bir dil sürçmesi bu vakitte.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-82932994787042019772012-07-07T09:34:00.003-07:002012-07-07T09:34:50.670-07:00ŞŞTT !!!!bilmeyenler için, aktif adresim => => lasramblasdabirpic2.tumblr.com<br />
<br />
Sanki daha çok oradayım gibi..nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-89343832371014351082011-09-01T05:13:00.000-07:002011-09-01T05:13:01.227-07:00Karşılıklı bir aşk savaşındayız<br />
İki galip suratlı mağlup yürüyoruz sevişerek.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-15139320972106267162011-07-23T11:49:00.000-07:002011-07-23T11:51:13.859-07:00Love Is A Losing Game | Not Much More<iframe allowfullscreen="" frameborder="0" height="295" src="http://www.youtube.com/embed/nMO5Ko_77Hk?fs=1" width="480"></iframe>nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-85867550965370620842011-07-14T10:47:00.000-07:002011-07-14T10:47:24.419-07:00Sevişelim gitsin.Bir adam seviyorum, sana benziyor.<br />
Bir adam, seviyorum sana benziyor. <br />
Senin adını sesleniyorum bakıyor.<br />
Gördüğü sen.<br />
Sen, diyorum..<br />
Ben, diyorsun..<br />
...<br />
...<br />
Sen, diyorum..<br />
Ben, diyorsun..nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-34109886356453115122011-07-14T10:41:00.000-07:002011-07-14T10:41:25.615-07:00Goran BirBenBirOPiçBenim küçük kızım.<br />
Gelme.<br />
<br />
<br />
Sesin bir çingene avazında yırtılıyor.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-8053437348018080052011-07-14T10:37:00.000-07:002011-07-14T10:39:15.989-07:00Pavese fırçalaması"Eski bir angarya" demişti Pavese.<br />
Onun yükündeyim.<br />
Trieste'de otel odasında benden küçük bir orospu.<br />
Kahkahası büyüyor gözünde.<br />
"Eğer yaşıyorsak, bunu bir başkasının kirletilmiş cesedine borçluyuz" diyorsun.<br />
İşin başından aşkın; susmuyorsun.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-7338591860529000982011-07-14T10:32:00.000-07:002011-07-14T10:34:45.460-07:00run lola, goş daçmin, haydi bre yiğitler: davşanın dötü donmuşBir şiirde geçer, "katlanılması en kolay, başkasının acısı". Cevaplar değil maalesef bazen insanı yoran, acıtan; soruların teksesliliği.<br />
Hayatın değişik oyunları var sizin farkında olmadan oynayadaldığınız. % de 100 garanti diyor, turuncu turuncu sallıyor bir ipin ucunda. Koş tavşan koş, tavşan hadi koş. Ritmik hikâyelerin ucundan, silme küfür, silme ümit, silme telaş geçiyoruz; hikâyeler ritmik: sen, anan, ananın anası, ve hâtta babası, hikâyenin sadece kronolojik sıralaması.<br />
Cevaplamak istemediğin soruların cevapları, sefa ve cefa diye özet geçilmiş; masal ki, Tanrıya yaktığın dua tonundan.<br />
Yakarıyorum, Tanrı üstüne alınıyor; kadere 2 çizik, seçime tesadüfe birer -,+. Analitiksel olarak baktığında nefes alışın bu dünyada bir 'Hoca' fıkrası.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-51510252771478358432011-07-14T10:16:00.000-07:002011-07-14T10:33:12.544-07:00"Fakat sonra hayat etten ve kandandır..." *Bir ara aşık oldum, tam olarak ne zamana denk geldi hatırlamıyorum. Aşık olduğumda artık çok geçti. Geçti; eski tek kişilik planlarıma cesur özgür kız edasıyla devam etmek için. Bunun yakınışını ortaya sürmeye gerek yok; karşılığında tenine karışan bir ter kokusunu sindiriyorsun, zaman duruyor; gelecek, senin, odanın, kapının, evin, şehrin, havanın dışında kalıyor. İçerinde bir sen, bir ondan parçalar..<br />
<div>Bir yazar, "sevişirken ne güzellik yakışıklılığın, ne de mevkii ya da şıklığın kaldığını söylemişti. Öyle, katılıyorum; göz parça parça topluyor. Bir parça gözünü görüyorsun, tek gözünü ama. Omzunun bir köşesini. Parmağının bir ucunu. Kırmızı Christian Louboutin ayakkabılarının ince topuklarını.<br />
Tek kişi olma hakkını yitireceksin, tek kişi de kalmamış olacaksın ama o ayrı. Bir sabaha karşı, uyumaya hazırlanırken, camı açıp, önüm arkam sağın solum 'ben'im edasıyla sabahının da senin olması hissini, Ankara'daki başka kadınların uykusuzluklarına armağan edeceksin. Sabah ayazının gri-mavi-beyaz mevkiisinin varlığı, onların varlığına armağan olsun..misali.</div><div>Hangisi doğru olan, vazgeçmeden bana dair sözlerden, cümlelerden olmaz mı 2, 3, bilemedin 5 kişilik hayatlar. Orta noktada buluşmak dediğimiz, nerenin ortasına düşüyor; başıyla sonu arasındaki fark, bir gün vitrin camında yansımamı gördüğümde, engel olur mu mesela derin bir nefes çekmeme. Çekip gitmeme, çekmeden koluna girerek gidişime, engel olur mu bir çokluk.<br />
Çoklukla azlık, ben değiştiğimde bir 3.tekil şahıs zamiri değil de, 3.tekil kişi ismiyle yine aynı kalır mı; kalınır mı?<br />
Şimdi çok oluşumuz, az gelir mi birgün? O azlık nasıl gider? Bu çokluk ne kadar çoktur aslında?<br />
<br />
*Ece Temelkuran başlık armağan etti.<br />
<br />
</div>nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-36985173439264909382011-06-29T07:06:00.000-07:002011-06-29T07:06:41.288-07:00...<i>Aşk iki kişi arasında asla eşitlenmeyendir...</i> , Birhan Keskinnefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-12854776892569100462011-06-06T09:05:00.000-07:002011-06-06T09:12:20.877-07:00Falım Çiğneyin, Şansınızı Deneyin, Milli Piyango<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEaRjdDtxL9iM8fFnIm80c-N0oQwnPWAcjbs6baNRsL-tAES5xfGnBIks2kzUkDHAHRL5-yC3pRS3JNgH-ywPw1rkgHLIUTIJBzmnBeEEkWTGIUZHjLh262j8XeeNYYIO05BMwFIOJZHBv/s1600/siyasette_esek_amblemi_tartismasi.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhEaRjdDtxL9iM8fFnIm80c-N0oQwnPWAcjbs6baNRsL-tAES5xfGnBIks2kzUkDHAHRL5-yC3pRS3JNgH-ywPw1rkgHLIUTIJBzmnBeEEkWTGIUZHjLh262j8XeeNYYIO05BMwFIOJZHBv/s1600/siyasette_esek_amblemi_tartismasi.jpg" /></a></div>Saçına sakız yapışsın! Göğsüne ben yerine falım sakızları bas, ağda ucuza gelmiş olsun.<br />
O kadar blog-lama yaptım bi'seni bloglayamadım.<br />
Söz(!)nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-85446297527145331762011-06-04T13:36:00.000-07:002011-06-05T05:25:52.281-07:00Büyüdüm Diyordun, Sükûtumu İkrardan Say Canımın İçi'Ah kadınım' diyen anasonlu süt kokulu ellerin var ensemin iki parmak altında. Hayatımın kıyısında duruyoruz. Evinin önünde piç bir cenaze arabası sürücüsü, küfrün ne onun serine ne gidene. İçin sığmıyor boşluğa yalnızca.<br />
Kapımda cesetlerin ve sen karşılaştık önce.<br />
Evimde gerçeklerle yaşayan diğerleri haberlerdeki politikacının karısının kaç memeli olduğunu tartışıyorlardı.<br />
Senin gözünde ezik bir ıslaklık, aldığın nefes karşısında.<br />
Yüzüm açtım; göründüm; gördüğüm terinin sıcağı.<br />
Karıştım içine.<br />
Cesetlerin çarptı, uyanamadım.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-18173814367732895182011-06-04T13:29:00.000-07:002011-06-05T05:29:56.710-07:00Terazi, Lastik, Cin-nastik<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoVTj3wXzx_9ZZxCgf3QDQWSLiN4ydqKzjaihMRMTy3VSClmLeww50QNcGV_unZmZ8Jmc0dhl95jQWbkPMVHJoiqX2lvZo6cc2mQN8W6yplAG7vRmpacCIrC0wbtPnAOJSX9UugwL5986M/s1600/tumblr_l6qjmmw0XY1qao4gno1_500_large.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjoVTj3wXzx_9ZZxCgf3QDQWSLiN4ydqKzjaihMRMTy3VSClmLeww50QNcGV_unZmZ8Jmc0dhl95jQWbkPMVHJoiqX2lvZo6cc2mQN8W6yplAG7vRmpacCIrC0wbtPnAOJSX9UugwL5986M/s320/tumblr_l6qjmmw0XY1qao4gno1_500_large.jpg" width="242" /></a></div>Özlediğim adamların yüzlerini topluyorum nefesimde;<br />
yaşlı ve yorgun hissediyorum bazen o sebep.<br />
Soluğum karıştığında senin geniz boşluğuna,<br />
Biraz suçluluk; biraz günümüz insanı olmanın utancı.<br />
Konuşuyorsun, sesini içime alıyorum,<br />
sızı'yorsun.<br />
İçimde yeni ergen bir piç kurusu, <br />
Hep bir kavganın oyun teorisinde.<br />
Kazanan, kaybeden, suçlusu ve kuşkusu.<br />
Ya da korkaklık eni boyu telaşlı.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-22787576690333298302011-06-04T13:11:00.001-07:002011-06-04T13:11:28.391-07:00Şifre: Algoritma HatasıDağınık düşünceler tutuyor beni uyanık<br />
Yoksa bir onun<br />
bunun<br />
onun bunun düzeninde uyukluyorum.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-84926926557718356022011-06-04T13:07:00.000-07:002011-06-04T13:09:27.288-07:00CtesiGel cumartesi sabahım ol.<br />
Bir bahar uyanalım, çarşaflarda cumartesi.<br />
Ben aşık olayım, sen aşık ol, farketmez kime olduğumuz<br />
Yatakta kalalım biraz, gözlerimiz güne açık.<br />
Bir yerlerde sen; bir ülkenin bir betonarmesinin dört köşe penceresinden sesler<br />
Bir cumartesi sabahı<br />
Bir yerlerde sen kokusu, bir yerlerde bahar rüzgarının tadı, bir ben<br />
Bahar güzel.<br />
<br />
Duydum uyanmıştın: RHCP The Zephyr' Song , <a href="http://fizy.com/#s/1d4r1r">http://fizy.com/#s/1d4r1r</a>nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-72256573058520035902011-05-31T12:31:00.000-07:002011-05-31T12:41:00.403-07:00Demiş.. Gittim, gittim, denizin sınır yeri.. Ve susmak bir cüsse işi..<i>Anladım ki susmak bir cüsse işi…<br />
Derin denizlerin işi…<br />
Serin sular en hafif rüzgârları bile coşturabiliyor..<br />
Derin denizleri ise ancak derin sevdalar… <br />
<br />
Derin denizlerin sükutu büyüler beni. </i> <i><br />
İçimi bir heybet hissi kaplar.<br />
Benliğimi hasret duyguları istila eder.<br />
Kalbim ürperlerle dolar.<br />
Dalgalı denizler, durgun mavi denizler kadar heybetli gelmez bana.<br />
Göklerin suskunlugu da öyle. <br />
Gök gürlemeleri, mavi derinliklerin heybetini siler diye düşünmüşümdür hep.<br />
Sükut her zaman daha manalı, daha derindir.<br />
<br />
Kalbe sözden çok sükuttan manalar akar. </i> <i><br />
İnsan evrendeki sükutu anlayabilseydi, kim bilir belki de söz olmayacaktı. <br />
İnsanlar sükutun dilinden anlayacak, derin ve manalı bakışlarla konusacaklardı. <br />
Ve ses, sükutun heybetini bozamayacaktı. <br />
Konuştuğum zamanlar hep acze düşmüşümdür de ondan kelama sarılmışımdır. <br />
Evrendeki her varlıkta sükutu bir süs, bir hikmet olarak algılamışımdır. <br />
Sözü ise ancak bir zaruret..<br />
<br />
Hep derin denizler kadar heybetli bir sükut dinledim ondan. </i> <i><br />
Sanki durgun ve derin bir ummanın kıyısına varmıştım. <br />
Derinliklerinde gönül ve hikmet incilerinin gülümsediği bir deniz bulmuştum. <br />
Hayatın hiç bir kasırgası, hadiselerin hiç bir fırtınası onu dalgalandıramıyordu. <br />
O denize imrendiğim an, gözlerim şu mısralara takılmıştı:<br />
<br />
Gittim, gittim, denizin sınır yerine vardım</i> <i><br />
Halin bana da geçsin! diye ona yalvardım<br />
Bir çılgın vesvesede içim didiklense de,<br />
Olaydım o cüssede, O’nun gibi susardım..<br />
<br />
Gercekten de öyle olmustu. Sonsuza götüren bir denizin kıyısına varmıştım. </i> <i><br />
O zaman anladım ki, susmak bir cüsse işi. Derin denizlerin işi. <br />
Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor. <br />
Derin denizleri ise ancak derin sevdalar..<br />
Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her sey susuyor. <br />
Anladım ki susan her şey derin ve heybetli… </i><br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br />
</div>Şems-i Tebrizî<br />
<br />
Dinlemelik: This will destroy you - Quiet ..<br />
Beğenenler için, bir öneri daha: This will destroy you - They move on tracks of neverending light - bknz.youtube<br />
<br />
<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/aqvmCiNMpCU?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-83045108368114140772011-05-31T11:21:00.000-07:002011-05-31T11:24:46.831-07:00GevezelemeSeninle, yalnız yapabileceğim her şeyi birlikte yapmayı seviyordum. Oldum olası tek başıma yapamayacağım şeyleri başka birisiyle yapmayı beklemedim,sevmedim. Onların (sen ve potansiyel sevgililerim) olmaması ihtimalinde, o şeyi yapamayacağım ihtimali; hiç bir şeyin, bir hiç olarak kalmasını yeğletiyordu bana. Mutluluk buydu. Üzerine giydiğini sandığın şeyin, 'sana' 'yakıştığını' 'zannetmen'. Kelimelerin kendi varlıksal / salıksal / mantıksal ve/veya hormonsal sorunlarını geçelim.<br />
Seninle, yalnız yapabileceğim her şeyi birlikte yapmayı seviyordum. Yalnız okuyabileceğim bir kitabı senin kolunun altında okumayı. Yalnız çözeceğim soruları, sen oda görünümlü evimizin bir yerinde nefes alırken çalışmayı. Yemek yemeyi. Uyumayı ya da uyuyamamayı. Kabus görmeyi. Yorganın üstümüzde duruşunu. Elmanın yere düşüşünü. Işığın hızının sn.de 299.793 km oluşunu. Fotosentez yapamayışımı. Filmlerin bir sonu olmasını. Sabahları kuşların uyanmasını. Hafta içlerinin hafta sonlarına kavuşmasını. Haftasonlarının bitişini sövüşlerle kutsamamızı. Günün bitmesini. Günün dönmesini. Günün doğmasını. Ölümlü oluşumuzu. Her an, henüz, ölmeyişimi öpüşerek kutlama ihtimalimizi. Kutlamalarımızın, kutlama olduğunun farkında olmayışımızı. Şimdi yalnız yapabileceğim her şeyi yalnız yapmıyorum.<br />
Ben zaten tek başıma yapamayacağım şeyleri başka biriyle yapmayı oldum olası sevmedim.<br />
Ben uzun zamandır-nerden baksan senin yokluğunu farkedişime denk gelir- hiç bir şey yapmıyorum.<br />
Bir türlü yalnız kalamıyorum.nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-9121184562686438324.post-38955910931108242092011-05-31T10:58:00.000-07:002011-05-31T11:03:32.884-07:00'Korkma Ben Varım'-spoiler-spoiler-spoiler-spoiler-spoiler- ağır spoiler- feci spoiler-<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwncFBP7YghTyE3Cm29Vnd6a4MSUs_ycAXJXAJibZlUNr-EwDhyphenhyphenLcpH58rXFDolrN_bXcbTH5ObPdGBvqUk4e8-Uj3dF8K3p0VMqS2ea8uqAFdTJ1fysqjIV5xbGTjeIiFlC20ZfZYLKWt/s1600/271020091704185182933_3.jpg" imageanchor="1" style="clear: right; float: right; margin-bottom: 1em; margin-left: 1em;"><img border="0" height="200" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhwncFBP7YghTyE3Cm29Vnd6a4MSUs_ycAXJXAJibZlUNr-EwDhyphenhyphenLcpH58rXFDolrN_bXcbTH5ObPdGBvqUk4e8-Uj3dF8K3p0VMqS2ea8uqAFdTJ1fysqjIV5xbGTjeIiFlC20ZfZYLKWt/s200/271020091704185182933_3.jpg" width="132" /></a></div>(italik harflerle yazılmış olanların tümü bu kitaptan alıntılanmıştır, diğerleri benim kenar notlarımdır, altını çızıktıran 'las ramblas da bir piç')<br />
<br />
<i>'Bütün günahlar para kaybettirir'</i><br />
<i>'....Toydum. Ruhumun fermuarı sıkışmıştı. Abidin Dandini'ye "Aşk'ın gerçekte ne olduğunu kimse bilmiyor, değil mi?" diye soruverdim. Elini omzuma koydu. Derdimi anlıyormuşçasına başını sallayarak iç çekti: "Eminim bir gün sen de hayatının kadınına rastlayacaksın evlat... Ve ona şöyle diyeceksin: 'Ben evli bir adamım."</i>...'<br />
<i>'....Dünya, durup dinlenmeden kazarak birbirimizi gömdüğümüz bir mezarlıksa..'</i> <br />
<i>'....Masum bir hayat, seni ancak haksızlığa uğrama tehdidiyle baş başa bırakır. Şiddete karşı çıkmak elbette her budalanın en doğal hakkıdır.....'</i><br />
<i>'....Hayatında en az bir aşağılık herifle yakınlaşmadan gerçek kadın olamazsın...'</i><br />
<i>'...</i>..<i>Hiçliği suistimal etmekte sakınca görmeyen hovardalık değil, varlığı tespit eden bir bilgelik bize ufuk açabilirdi...'</i><br />
<br />
Bugünlerde düşmanlarımı dostlarımdan daha çok sever oldum. Düşmanım, düşmanım. Dostumsa bir diğer günün olası düşmanı; yer zaman olay muallak. Yani sürekli canım bildiğim, derimin altında bir bölgede taşımaya meylettiğim olası düşmanım. Düşmanım, gözleriyle ciğerimi oyuyor; alenen. Dostumsa nispetiyle,kıspetiyle, hasetiyle oyma(ma)k için susturuyor kendini....<br />
<br />
Bir katil ne de namuslu bir siyasetçiden. Hiç değilse, bütün bunlar insanlık için diye kendi egosuna peşkeş çekmez; çekse de inanılmaz...<br />
<br />
<i>'...."H</i><i>ayat</i><i> insanlar</i> <i>güldüğünde ciddiyetinden kaybetmediği gibi, insanlar öldüğünde de gülünçlüğünden kaybetmiyor....</i>'<br />
<i>'..Kuşlar</i> <i>göğü terk etmiş. Onlar da bizim gibi canlarını kurtarmak için kafeslere sığınmış olmalılar..'</i><br />
<i>'..Ağzımın</i> <i>içinde bir eşekarısı yuvası vardı da, dudaklarımdaki mührü sökerek bir faciaya sebep olmak istemiyordum sanki...'</i> **** Allah'ım bu nasıl bi cümledir, Sayın Menteş, Sevgili Menteş, insaf..<br />
<br />
<i>'Kim bilir, belki de sadece yanlış yollar vardır. Bununla birlikte, size uygun olan yanlış yolu bulmak gerekir yine de.' Samuel Beckett</i><br />
<br />
Tabii ki daha iç çektiğim çok söz var; ama okuyanlara tadı kalsın.. Şşş..<br />
<br />
Menteş'ten bizlere gelmiş.. Dinlemelik, miss... <br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.youtube.com/embed/dHYDFClkqHw?feature=player_embedded' frameborder='0'></iframe></div>nefesalalimhttp://www.blogger.com/profile/13903451188932864386noreply@blogger.com0